TAKSÝDEN ROCK NAðMELERÝ GELÝYOR
Murat Atakýn taksisine binen, onu bir daha unutamýyor. Moðollarýn ve daha birçok müzik grubunun bateristliðini ve solistliðini yapmýþ Murat baba. Dinlediði ve dinlettiði müzik, 60 yaþýna karþýn genç duruþu, sorulduðunda anlattýðý hikayeler, kolay kolay akýldan çýkmýyor
Murat Atak, Ýstanbullu bir taksi þoförü. Binlerce Ýstanbul taksisinden birini kullanýyor. Uzun saçlarý, küpesi ve düzgün Türkçesi ile, diðerlerinden hemen ayýrt ediliyor. Çocukluk yýllarýndan beri müzikle içiçe. Birçok profesyonel grupla müzik yapmýþ; kendi kurduðu gruplarla turnelere çýkmýþ, meþhur Yýlanlý Kadýnla aylarca Ýranda program yapmýþ. Ayný zamanda dalgýç ve kayakçý. Ýnsana hemen ''Nasýl yani?'' dedirten türden. ''Öbür taksi þoförleri beni yadýrgýyorlar biraz tabii. Adamlar vara vara be abi! Tabii gençlerin arasýnda beni örnek alanlar da yok deðil...''
Sizin gibi bir taksi þoförüne hiç rastlamadým. Abi ben Ýstanbullu, Yeþilköylüyüm. Ýlkokul birinci sýnýfý üç sene okudum. Dörtten ayrýldým, mobilyacýlýða baþladým. 15 yaþýnda, Yeþilköyde Deniz Park Otelinin orkestrasýnýn davulunun altýna girip bakmaya baþladým. Manavdan tahta parçalarý alýp kendime bagetler yapmýþtým... Mavi Iþýklarýn davulcusu Zamir o sýrada davulunu satýyormuþ. Ben bir tutturdum davul diye. Abi 1000 liraya satýyor Zamir davulu! Dayým parayý verdi, aldým. Cumbalý evimizde pencerenin kenarýna kurdum davulu. Çok mutlu oldum, hayatým deðiþti.
Tabii biraz da ''görünsün'' diye... Tabii be abi... O davulun içinde de lambalar yanýyor. Ters yerleþtirmiþiz be abi! Altolarda ayrý, baslarda ayrý yanýyor lambalar. Hayvan derisi ya, soðuk havada çalýnmýyor, lamba da sýcaklýkla deriyi ýsýtýyormuþ... O zamanlarda ilk grubumu kurdum.
Grubun adý neydi? Shadows. Çay bahçelerinde, açýk hava sinemalarýnda çalýyorduk. Spor Sergi Sarayýnda Moðollar, Mavi Iþýklar falan konserler verirlerdi. O gruplarla birlikte 10 sene konserler verdik. Sinema iþlerinden önce davul söküp takma provasý yaptýrýrlardý. Ben üç dakikada sökerdim. Ne kadar çok sinemada çalarsak o kadar çok para alýrdýk.
Kulüplerde çalmadýnýz mý? Çalmaz mýyýz be abi! Þehzadebaþýnda çok güzel bir gazinoda çalmaya baþladým. Orada ''Yýlanlý Kadýn''la tanýþtým. Adý Semra Özgendi. Sepetleriyle gelirdi. Yedi tane boða yýlaný! Kadýn Fatma Girikten bin kat daha güzeldi. Gözlerine bakamazdýn valla... Taþ bebek abi, taþ bebek! Saçlar beline kadar... Onunla çalmaya baþladým. Uður Dündar onu gazeteye çýkarttý, kadýn meþhur oldu. Ýrana gitti, beni de çaðýrttý. Tahranda, Tiyatro Nars diye bir yerde çýktýk. Abla çýplak vücuduna file geçirirdi. Vücudunu kremleyip altýn yaldýz atardý. Buda gibi olurdu. Öðlende açýlýrdý gazino, kaç seans... Akrobatlar, dansçýlar, sihirbazlar... Yedi ay orada çalýþtýk. Gazinonun üstünde küçücük pencereli oda verdiler, orada yatýp kalktýk. Sonra Ýrandan döndüm.
Ýrandan baþka yurtdýþý deneyiminiz oldu mu? 1974te Kýbrýsa gittik. Bir seneye yakýn da orada çaldým. Daha dumanlar tütüyordu. Oradan Yunanistana gittim, gemici olayým diye heveslendim ama olmadý.
''Takside genelde rock ve blues dinliyorum''
O zamanlar çaylar, matineler falan da olurdu... Olmaz mý be abi! Bir kere Dansözler Yarýþmasý vardý, 40 saat durmadan çaldým. Davulun üstünde yemek yedim... Fatihte asi gençlik durumu var. Bizim saçlar gene uzun, ince burunlu, topuklu ayakkabýlar, Ýspanyol paçalar, çiçekli gömlekler, Ýtalyan yelekler... ''Londraya gidelim'' falan diyorlar. Ýstanbul býrakýlýp Londraya gidilir mi? O zaman Fatihte þortlu, bisikletli kýzlar dolaþýyor. Orada düðün salonu Ça Çada çalýyorum.
Türkiyeyi dolaþtýnýz mý peki? Bir sürü organizatörle çalýþtým; bir ay, iki ay turnelere çýktýk. Bize iþ gelirdi, ''Ekonuz var mý?'' diye sorarlardý. Bizim Engin eline mikrofonu alýr, eko varmýþ gibi yapar, ''A-a-a'' derdi, iþi alýrdýk... Turnelerde güzel para vardý. Ýskender Doðan, Yurdaer Doðulu, Seyyal Tanerle çalýþtým. Hatta Seyyal Taneri ''Ýspanyol Þarkýcý'' diye çýkartmýþlardý! Barýþ Mançoyla da turnelere gittim.
Taksi iþi ne zaman baþladý? 1981 yýlýnda. Tek kiþilik orkestralar baþladý, ben de hususi bir arabayla korsan çalýþmaya baþladým. Müzik iþi bulunca da býrakmýyordum. Kanal Dde, ETVde programlarda çaldým. Bu arada evlendim, bir de arada maðaza çalýþtýrdým.
Takside ne dinliyorsunuz? Rock, blues... Binenler önce bir yadýrgýyorlar. Uzun saçlý, küpeli... Ben de herkese ''Davulcuyum'' diyorum. Müþterilerimin çoðu inerken teþekkür ediyor. ''Keþke bütün taksiciler sizin gibi olsa'' diyorlar. Ekmek parasý abi, hiç gocunmuyorum. Ayla Algan bindi geçenlerde; ''Yahu seni neden hâlâ keþfedemediler?'' dedi! Yalnýz sekiz aydýr çalmýyorum, çok özledim... Bir rock grubu kurduk geçen yýllarda. Þarkýcýmýz Bitli Murat; yedi ay prova yaptýk. Hanýmý Çekmeceye annesine yolladým; gece gündüz çalýþtýk; Roxyde çaldýk sonra da. Seyircinin yüzde 95i kýzdý!
Genç kýzlarýn ilgisi hâlâ var mý? Her zaman ön plandaydým. Misafir gittiðim yerlerde hep sahneye çýkarýrlar, yarým söylerim tabii. Þimdi Sarosta çalýþtýðýmýz kulüpte de öyle oluyor; hep ''Dede söylesin'' diyorlar. 18 yaþýnda bir kýza, barmen asýlmýþ. Kýz ''Ben Dedeyi seviyorum'' demiþ! Hep ilgi odaðýydým, hâlâ öyleyim. Gençlik bayýlýyor bana...
Ýyi ki yenge kýskanmýyor. Ýlk eþim kýskanýrdý. Þimdi ikinci eþimle hiç sorunum yok. Ýlk karýmdan 24 yaþýnda bir oðlum var. Süper bir çocuk oldu; fitness öðretmeni. Pek görüþemiyoruz...
''Tanju Okaný birebir söyleyebilen tek adam benim'' Turne anýlarý da hiç bitmez... Bir tane anlatayým da gül: Kýþýn turneye çýktýk. Konyaya doðru yola çýktýk otobüsle. Yolda kar, tipi; otobüs gitmiyor. Organizatör ''Trene geçelim'' dedi, geçtik. Ersen, Necdet Tokatlýoðlu, Iþýl Yücesoy falan, bindik trene. Biraz gittik, gene durduk. Meðer çýð düþmüþ. Bir hafta trende bekledik. Sonra askeriye kurtardý. Konyaya vardýðýmýzda turnenin bitiþ tarihiydi!
Solistlik devam etmedi mi? Arada söylerim gene. Ýki sezon Çýnarcýkta söyledim mesela. Þimdi yazlarý Saros Körfezinde çýkýyoruz, orada da söylüyorum. Tanju Okaný birebir söyleyebilen tek adam benim. Salim Dündarý da iyi söylerim.
''Eskiden 'Take Fiveý çalabilen, iþi kapardý'' Müzisyenlikteki en büyük baþarýnýz ne oldu?
Gece kulüplerinde ''Take Five'' diye bir parça var ya, ''dan dam dra dra dra dam dam dam'' diye; onu çaldýrýp iþe alýrlardý. Paris Kulüp diye bir yerde beni iþe aldýlar, ama ilk etapta bana sadece sahneyi temizlettiler. Latinler, mambolar, sambalar çalýyorlar kulüpte; orada bunlarý öðrendim. Bu arada Tepebaþýnda Kanun-i Esasiye Kahvesinde organizatörlerle tanýþtým. Kahve, müzisyenlerin takýldýðý, iþ bulduðu, turne organizasyonlarýnýn yapýldýðý yer. O zamanlar en izbe yerlerde bile çalýþan çok iyi adamlar vardý be abi. Neler dinledik, neler çaldýk be abi! Sonra ben Kulüp Reþatta beþ sene çalýþtým. Þarkýcýmýz Çetin Alpti. Ama baþka dehþet adamlarla da çalýþtým. Kulüp Reþatta bir saat biz çalardýk, bir saat DJ müzik yapardý. Gece 3te dolardý kulüp, sabaha kadar program devam ederdi. Ýstanbulun da, müziðin de en güzel zamanlarýydý. Biz sahnelerde neler çalmadýk ki? Grek çaldýk; Itri, Dede Efendi, caz, Latin çaldýk, rock çaldýk, türkü söyledik... milliyet.com
2011-03-17
|